Gebze de bulunan Çoban Mustafa Paşa Külliyesi,Kanuni Sultan Süleyman devrinin en önemli eserlerindendir.Bir menzil (konaklama yeri) külliyesidir.

Cami ve külliyenin mimarı olarak tezkerelerde Mimar Sinan’ın adı geçmektedir.Ayrıca,Yavuz Sultan Selim’in Mısır’dan getirdiği Memluk Sarayı mimar ve ustalarının da önemli katkısının olduğu bilinmektedir.

Külliye,merkezde yer alan cami ve onu üç taraftan U şeklinde çeviren türbe,medrese,imaret,tekke,kütüphane ,darüşşifa,paşa odaları ,kervansaray ve hamam yapılarından oluşmuştur.Bütün bu yapılar topluluğu 117*106 m’lik bir alanı kaplamaktadır.

ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KİMDİR?

Çoban Mustafa Paşa (Gazi Mustafa Bin Abdülkerim),genç yaşta Yavuz Sultan Selim ile Mısır seferine katılmıştır.Zaman içerisinde çeşitli mevkilere yükselmiş,Yavuz Sultan Selim’in kızıyla evlenmiştir.Kanuni Sultan Süleyman zamanında vezirlik görevini yürütmüş,Belgrad ve Rodos Seferlerine katılmıştır.En sonunda Sultan tarafından Mısır valiliğine atanmıştır.

Mısır’da 14 Aralık 1522’den 22 Mayıs 1523’ e kadar vali olarak bulunan Çoban Mustafa Paşa,orada çıkan bir isyanı bastırıp asayişi sağladıktan sonra İstanbul’a geri dönmüş veya geri çağrılmıştır. İstanbul’da vefat etmiş ve Gebze’de yaptırdığı külliyenin bahçesine gömülmüştür.

Tarihçe

Caminin kapısı üzerinde yer alan mermerden iki satırlık sülüs kitabeye göre caminin tamamlanma tarihi hicri 930 (miladi 1523)dur. Kündekari teknikte yapılmış olan kapı kanatları üzerinde lüle taşından kakma iki satırlık kitabede ise Çoban Mustafa Paşa’nın 27 Mayıs 1523’de İstanbul’a geldiği düşünülecek olursa bu ölçekte bir külliyenin inşasına daha önceden planlanıp başladığı sonucuna ulaşırız.Ayrıca süslemelerin kalitesi ve zenginliği de uzun bir çalışmaya işaret eder.

Çoban Mustafa Paşa Külliyesi bir menzil külliyedir.Menzil külliyeleri,diğer külliyelerde var olan yapı birimlerine ilave olarak yolcuların ihtiyaçlarını giderebilmeleri için inşa edilmiş ek birimlerden oluşur.Selçuklu dönemi kervansarayları ile aynı işlevi taşırlar.Gebze’de geçmişten beri Anadolu-İstanbul arasında önemli bir uğrak noktası olmuştur.

Külliyede çok dengeli bir geometrik düzen göze çarpar. Cami avlusundan başka arkada geniş bir türbe avlusu vardır.

Cami

Kare planlı olan caminin 14 m çapında ve 24 m yükseklikteki kubbesi istiridye yivli tromplara oturmaktadır. Mukanas başlıklı altı sütun üzerine oturan beş kubbeden oluşan son cemaat yerinin orta kubbesi yivli ve daha yüksektir. Cami içerisinde belli bir yüksekliğe kadar bütün duvarları, karakteristik Memlük tarzında renkli mermer kakmalar kaplamaktadır.Beş sıra mukarnas yaşnaklı cümle kapısı,dış mihraplar,pencereler ve yan kapılarla dış cephe;çok kenarlı mihrap nişi ile kıble duvarı ;bunun karşısında giriş duvarı daha zengin ve gösterişli olarak belirtilmiştir.

Cami bütün bu özellikleriyle yüzyılın başında Kahire’de yapılan Kansu Gavri Medresesi’yle rahatça boy ölçüşebilecek bir görünüştedir.Mermer minber çok zengin ve renkli kakma taş süslemelere sahiptir.Mermer ayaklar üzerinde Bursa kemerleri ile oturan müezzin mahfili renkli taş kakma süslemelerden başka bitki motifli kalem işleri ile bezelidir.

Kapı kanatları tarih kitabesinden başka maden ,sedef,fildişi ve lüle taşı kakmalarla süslenmiştir.Pencere kapakları da fildişi ve sedef kakmalı geometrik yıldız motifleri ile kündekari teknikte süslenmiştir,fakat daha sade bir kompozisyon vardır.

Türbe

Kesme taştan sekizgen gövde üzerine,kubbe örtülü türbenin mimarisi oldukça sadedir.İç cephe belli bir yüksekliğe kadar motifsiz,altıgen firuze çinilerle kaplıdır.Bu çini şeridinin iç ve dış sınırları şerit halinde lacivert çinilerle çevrilmiştir.Etrafı bitkisel motifli geniş bir bordür halinde mavi beyaz çinilerle süslenmiştir.Kapı kanatları ve pencerelerde camide görülen ağaç işleri ile aynı teknikte fakat daha sade olarak yapılmıştır.

Medrese

Klasik Osmanlı tarzı bir yapıdır.İmaret,türbe avlusundan pencereli bir duvarla ayrılmıştır.Batıdan girişi olan bir koridora sıralanmış ilk iki oda yemekhane,bunun yanında mutfak kiler sonra fırın yer alır.Tekke kuzeybatı köşesinde revaklı avlu etrafında semahane ve derviş hücrelerinden ibarettir.

Kütüphane

Batıda cümle kapısı üzerinde iç içe iki odadır.Orjinal hali tonoz örtülü iken günümüzde çatı örtülüdür.

Kervansaray

Ortası kubbeli enlemesine uzun bir yapıdır.Payelerle ikiye ayrılmıştır.

Darüşşifa

Doğuda L biçiminde sıralanmış kubbeli odalar halindedir.Kubbenin ortasında ve etek alçı palmet frizi süslemeler vardır.

Onarımlar

1961 yılında Y.Mimar Cahide Tamer tarafından başlanan restorasyon çalışması 1970 yılında tamamlanmıştır.Restorasyon Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılmıştır.O önemden günümüze külliye oldukça iyi korunmuştur.1999 depreminde ise yapının minaresi zarar görmüş ve onarım geçirmiştir.

HARİTA